Singapur'da Web3 Düzenlemesi Yükseliyor: Açık İnovasyondan Risk Yönetimine

Son yıllarda, Singapur dünya genelindeki sanal para ve Web3 girişimleri için tercih edilen bir destinasyon olmuştur. Esnek politikaları, istikrarlı hukuk sistemi ve açık yenilik ortamı birçok kripto oyuncusunu kendine çekerek "Asya'nın kripto başkenti" olmasını sağladı. Ancak durum değişiyor. Singapur, erken dönem "yeniliği teşvik etme" modelinden "risk yönetimi" odaklı sağlam bir yaklaşım benimsemeye doğru ilerliyor. Politika açısından bazıları, Singapur'un Web3'e karşı sert önlemler alıyormuş gibi göründüğünü bile düşünüyor.

Aslında, Singapur sadece başlangıçta "ham birikim" tamamladı, şimdi daha ayrıntılı bir yönetime geçiyor.

Başlangıç: Yeniliğe Hoş Geldiniz, Pazarı Genişletin

Singapur başlangıçta açık bir tutum sergiledi. 2019'da çıkan Ödeme Hizmetleri Yasası, dijital ödeme token hizmetleri için net bir yasal çerçeve sağladı. Finansal Yönetim Otoritesi, teknolojik yeniliği aktif olarak teşvik etti ve bu da birçok Web3 projesinin burada hayata geçmesine yol açtı, merkez bankası dijital para birimleri ve tokenleştirilmiş varlıklar üzerine deneysel projeler de dahil.

Bu aşama, "ön alma fırsatı" dönemi olarak anlaşılabilir; eğer uyum sınırlarına dokunulmazsa, şirketler cesurca denemeler yapabilir. Birçok girişimci ekip için bu, nadir bir "pencere dönemi"dir.

Şimşek Çaktıktan Sonra: Risk Yönetimini Güçlendirme

Sektörün genişlemesiyle birlikte bazı potansiyel riskler ortaya çıkmaya başladı. 2022'de Three Arrows Capital'in Singapur'da iflas etmesinin ardından FTX'in çöküşü, Singapur finans yönetimine büyük bir baskı getirdi. Küresel uyumun büyük önem taşıdığı bir sektörde, finans merkezindeki problemler sadece şirketleri değil, aynı zamanda ulusal kredibiliteyi de etkiliyor.

Singapur düzenleyici kurumları hızlı bir şekilde harekete geçti. Bir yandan, kripto hizmet sağlayıcılarının denetimini güçlendirdi, örneğin daha katı Finansal Hizmetler ve Pazarlar Yasası'nı uygulamaya koydu; diğer yandan, bireysel yatırımcılara belirli kısıtlamalar getirdi ve kripto para yatırımının bir kumar eylemi olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı.

Perakende Yatırımcı: Politika Sıkılaştırması

2023 yılının sonlarında, finansal yönetim otoritesi tarafından yayımlanan düzenleyici kurallar, perakende yatırımcılara doğrudan kısıtlamalar getirdi. Yeni düzenlemeler, kripto para hizmet sağlayıcılarının perakende yatırımcılara herhangi bir şekilde ödül sunmasını, örneğin nakit iade, airdrop veya işlem teşviki gibi; kaldıraç ve kredi kartı ile para yatırma gibi risk artırıcı işlevleri sunmalarını yasakladı; hatta kullanıcıların risk toleransını değerlendirmelerini ve varlık net değerine göre yatırım üst sınırları belirlemelerini zorunlu kıldı.

Singapur'un hedefi, yüksek riskli spekülatörleri değil, rasyonel yatırımcıları çekmektir.

Hizmet Sağlayıcısı: Sıkı Uyumluluk Gereksinimleri

2025 yılına kadar bu trend daha belirgin hale gelecek. Finansal Yönetim Otoritesi, dijital token hizmet sağlayıcı lisansı almamış olan tüm işletmelerin yurt dışındaki müşterilere hizmet vermeye devam etmek istiyorlarsa, en geç 30 Haziran 2025'e kadar pazardan çıkmaları gerektiğini belirtti. Bu politikanın herhangi bir geçiş süresi yoktur ve pazarlık yapma imkanı tanımamaktadır.

Şu anda, yalnızca birkaç önde gelen şirket onay aldı, bu şirketler arasında bazı tanınmış ticaret platformları ve finansal teknoloji şirketleri de bulunuyor. Ayrıca bazı şirketler muafiyet durumundadır; bu şirketler ya sıkı kara para aklama ve risk incelemesinden geçti ya da yüksek uyum sağlıyor ve geçmişleri uyumlu.

Diğer işletmelerin iki seçeneği var: ya diğer pazarlara yönelmek ya da hızlı bir şekilde uyum sağlamak.

Fon Yönetimi: Profesyonel Gereksinimleri Artırma

Singapur, fon yöneticilerine yönelik gereksinimlerini de artırdı. Asya-Pasifik bölgesinin geleneksel fon merkezi olarak, Singapur sanal varlıkları resmi fon yönetim süreçlerine dahil etmeye çalışıyor.

Finansal Yönetim Otoritesi, yalnızca "nitelikli yatırımcılara" hizmet vermesine rağmen, Singapur'da kripto para fonu kurmanın gerekli niteliklere sahip olmasını zorunlu kıldığını belirtti. Bu, risk yönetimi, müşteri varlıklarının tanımlanması, iç kontrol süreçlerinin oluşturulması ve hatta kara para aklamaya karşı raporlama mekanizması gibi kapsamlı gereklilikleri içermektedir.

Bu, geçmişte basit ekipler ve fikirlerle kurulabilen kripto fon modelinin Singapur'da artık geçerli olmadığı anlamına geliyor.

Sonuç: Düzenleme Yükseliyor mu Yoksa Sektör Evriliyor Mu?

Bu düzenleme artışına karşı bazıları, Singapur'un artık Web3 için ideal bir yer olmadığını düşünüyor. Ancak farklı bir açıdan bakıldığında, bu aslında düzenlemenin normal bir evrim süreci - "deneme yanılmaya izin verme" aşamasından "düzeni standartlaştırma" aşamasına geçiş, her yeni piyasada olgunlaşmanın kaçınılmaz bir yoludur. Günümüz Singapur'u, spekülatif bir zihniyete sahip katılımcıları artık karşılamasa da, gerçekten teknik yeterliliğe ve uzun vadeli bir planlamaya sahip ekipler için hala dünyanın en çekici pazarlarından biridir.

Bir üst düzey yetkilinin dediği gibi: "Sorumlu yeniliği memnuniyetle karşılıyoruz, ancak güvenin kötüye kullanılmasına asla tahammül etmeyiz." Başka bir deyişle, Web3 alanında bir şeyler başarmayı hedefliyorsanız, Singapur hala kapılarını açık tutuyor. Ancak sadece kısa vadeli kazanç elde etme fikri artık geçerli olmayabilir.

Ancak, Web3 sektörünün gelişiminin hala başlangıç aşamasında olduğu ve gelecekteki şeklin henüz tam olarak oluşmadığı görüşü de vardır. Olgunlaşmamış bir sektöre çok erken sıkı sınırlamalar getirmek, yeniliği engelleyebilir ve hatta değerli yeniliklerin de boğulmasına neden olabilir. Yeniliği teşvik etme ve riski kontrol etme arasında nasıl bir denge bulunacağı, hala sürekli tartışılması gereken bir meseledir.